Bu hafta Pazar köşe yazımı tabularımızı yıkmaya ayırmak istiyorum ve insan doğasının vazgeçilmez bir parçası olan cinsellik üzerine konuşuyorum.
Fanteziler ve utanç: Pek çok insan cinsel fantezileri nedeniyle kendini suçlu hisseder ancak fanteziler bireyin iç dünyasını ve arzularını keşfetmesinin bir yoludur. Utancı yenmenin en önemli yollarından biri kendimizi yargılamadan kabul etmek ve cinselliğin hayatımızın bir parçası olduğunu hatırlamaktır.
Bedeninizle ve arzularınızla barışmak: Bedenlerimizle ve arzularımızla barışmak, özgürlüğe giden yolda önemli bir adımdır. Bedenimize ve cinsel kimliğimize karşı olumlu bir yaklaşım geliştirmek, toplumun dayattığı kalıp yargılardan kurtulmamıza yardımcı olur. Cinsellik her birey için farklıdır ve bu çeşitliliği kabul etmek bizi daha özgür kılar.
Orgazm türleri: Orgazm sadece fiziksel değil aynı zamanda duygusal tatminin de bir parçasıdır. Orgazmı etkileyen faktörler arasında rahatlama, güvende hissetme ve partnerinizle uyum önemli bir yer tutar. Boşalma ve orgazm arasındaki farklar genellikle kafa karıştırıcıdır. Erkeklerde boşalma genellikle orgazmla aynı anda gerçekleşirken, kadınlar orgazmı farklı şekillerde deneyimleyebilirler.
Aşk ve seks: Sevgiyle yapılan seksin daha derin ve duygusal boyutları vardır. Aşk cinsel uyarılmayı artırır ve daha yoğun haz yaşamamıza yardımcı olur. Birine duyduğumuz sevgi ve güven cinsel hazzı derinleştirir.
Tantra ve cinsellik: Kadim öğretiler, özellikle de Tantra, cinselliğin kalbe ve ruha bağlı olduğuna inanır. Cinsel organlar fiziksel ve duygusal enerjiyi birleştirir. Bu açıdan bakıldığında seks sadece penetrasyondan değil, aynı zamanda dokunma, nefes alma ve zihinsel, duygusal ve ruhsal bir bağlantıdan da oluşur.
İlişkilerde Cinsel Doyum: Pek çok çift, ilişkilerinin romantik ya da entelektüel açıdan mutlu olmasına rağmen cinsellikle ilgili sorunlar yaşayabiliyor. Cinsel arzularınızı açıkça konuşmak bu sorunların çözümüne yönelik en önemli adımdır. Cinsellik konusunda açık iletişim kişisel tatmini artırır ve çiftler arasında derin bir bağ oluşturur.
Ailenin rolü: Günümüzde gençler cinselliği çoğunlukla sosyal medya ve internet aracılığıyla keşfediyor. Ancak sağlıklı cinsel eğitimin kaynağı mutlaka aileden gelmelidir. Ebeveynlerin çocuklarıyla cinsellik hakkında açıkça konuşabilmeleri önemlidir. Erkek çocuğu olan babaların, kız çocuğu olan annelerin bu konuyu konuşması önerilir ancak en önemlisi çocukların sorularını özgürce sorabilecekleri bir ortam yaratmaktır. Aileler cinselliği bir tabu olarak değil, doğal bir süreç olarak görmelidir.